29 Şubat 2016 Pazartesi

Şubat 2016


Bu ay çok nadir günler dışında sıkıcı, sönük böyle sümük gibi bir aydı. Ne yaptığımı bilemedim genelde. Telefonumdan şunları toparladım Şubata dair.


NYC'nin Precious Sapphire rengini çok beğendim, tırnağımda soğuk soğuk duruşunu da sevdim. Ancak çıkarırken malum yapısı gereği o kadar zor çıktı ki bi daha sürmem herhalde. Ya da 1 sene sonra falan zor çıktığınu unutunca sürerim.



MS 2150 adlı biraz metafizik biraz bilimkurgumsu kitabı okudum. Bitirmedim. Ama sevmediğimden değil. Doğum günümde bir kitap hediye geldi, ben de bunu elimde süründüre süründüre okuduğumdan bari onu araya aliyim de geri dönerim dedim. Bu daha ağır ve yavaş ilerlenen bir kitap. Yapısı roman ama sıradan olay örgüsü anlatan roman değil.


Paşabahçe'den neredeyse geçen sene bu zamanlardan beri gelip gidip bakıp alsam mııı almasam mı dediğim bu seramik maskenin son 1 tane kaldığını görünce aldım. Duvara astım. Çogzel oldu.


Yıldız Tilbe konserine gittim iki arkadaşımla.


Brüksel lahanası, patates, et şeklinde yarım saatte yapılmalık yemekler yedim.


Çamaşır ve bulaşık makinesi boşaltmayı seven yoktur sanırım. Ben çamaşırı buşalıktan bi tık daha fazla sevmiyorum.


Aramızda bazı ramen yapanlar vardı. Çok da güzeldi, İstanbul'da ramen bulabildiğimiz diğer tek yer olan Wagamama'nın rameniyle çok rahat yarışırdı. Bir de evde noodle olsaydı da spagetti yerine noodle kullanabilseydik tam olacaktı. Bu da böyle bir Naruto nightımızdı.


Doğumgünümü kutladım çiçeklerimle.


Pastalarımla.


Bi de bu renkli ve dandik yüzüğü aldım. Bi de yeşilini aldım. Aynı renk ojelerle bence güzel duruyor eğlenceli.



Filmlerden Deadpool'u izledim. Çok eğlendim. Göndermeleriyle ve süper şakalarıyla rahatlıkla ikinci defa izlenebilecek güzellikte bi film olmuş. Başka ufak tefek filmlerde izledim ama Deadpool kadar beğendiğim olmadı bu ay.

Yok ya aşırı da fena geçmemiş.

Hadi hayırlı martlar.

1 Şubat 2016 Pazartesi

Ocak 2016


Lüset Kohen Fins diye bir yazarın şu kitabını çok severek okudum. İş için iki defa Antalya'ya gitmem gerekti bu ay. Bitirene kadar yolda da evde de elimden düşürmedim. Akıcı, iyi giden tempolu ve merak uyandıran bir kitaptı.



Mudo'dan şu meyve sepetini aldım. Meyveler cam ve geniş bir kasede dağınık dağınık duruyordu. Güzelce toparladı bu. Hem de sempatik görünümlü. Ölsün dağınıklık, yaşasın obsesiflik.


Sir İsmail. O papyon boynunda ben diyeyim 3 siz diyin 5 saniye durabildi. Bu foto da o kıymetli anlardan, kaçırmadım.


Karidesli ve kuşkonmazlı makarna yaptım.


İsmailgül. Dişi yakarış. "Ben senin oyuncağın mıyım" bakışı.


Bağzı akşamlar Yankee Candle tartlarımı eritip kitap okudum. Bu kitap da "sade yaşam" kavramına ilişkin güzel bir kitap. Hepimizin düşüncesizce (yani ihtiyaç olmadan sadece istek temelli) alışveriş yaptığı zamanlar olmuştur. Hem israf hem de evde gereksiz kalabalık demek bu.

Bu kitapta da 5 dk'lık, 10 dk'lık, 1 saatlik vs egzersizlerle yaşamınızı nasıl sadeleştirebileceğinizi giysi, ilişki, para, teknoloji vs yönlerinden güzelce anlatıyor. Mesela yeni bir şey aldığınızda onun muadilinin çok yüksek ihtimal evde zaten var olduğunu hatırlayıp bunu aldığımda evden neyi atacağıma kafa yormak yine bu kapsamdaki egzersizlerden biri. Alışverişte savruklaştıysanız veya herhangi bir konuda aşırı tüketimden kaynaklı kayıp hissediyorsanız kendinizi çok tavsiye ederim bu kitabı.



Bir gün çok gergindim. Azıcık viski içip rahatliyim dedim. İsmail da azıcık kuruyemiş versene salona dağıtayım ortalığı batırayım dedi.


Bir akşam misafir gelecekti, tatlı yapmıştım. Ertesi gün kalan tatlı ile şu kitaplardan birine başlayayım dedim. Tatlıyı yedim ama kitaba başlayamadım internet bağımlılığından. İnstagrama bak, candy crush oyna, wassap derken yattım. Bu ay pek çok akşam da böyle ve erkenden uyuyarak geçti.



Fırında az yağlı sebzeleri çok seviyorum. Yanında da yoğurtla. Ekmeksiz  doyuluyor şu tabakla.



Bi de bu ay sürekli gömlek üzeir bluz/kazak giydim. İşe giderken ceket falan giymeyip böyle giyerek kendimce bir pijamalılık hali, bir alayına isyan haller yaşadım.

Yukarıda bluz Topshop 2 sene önceki kış sezonu, gömlek Perspective bu sezon, kolye Cos bu sezon. Şu geniş yaka gömlekler de moda olmakla ne iyi etti.


Bu ay bi de son olarak Thor: The Dark World'ü izledim. Gayet güzeldi.
Kitap ve film açısından verimsiz bir aydı, çünkü iş yoğundu ve akşam koltuğa oturduğumda uyuklamaya başlıyordum yorgunluktan. Şubatta daha çok inşarla.

Sevgiler.