Merhaba,
Kasım ayı 'post'uma hoş geldiniz :)
Bu ay çok yoğun çalıştığım için biraz sıkıcı geçti.
Paşabahçe'den aşağıdaki 'fener'i aldım. Bu ay aldıklarım arasında en çok hoşuma giden şey bu. Çok sıcak bi dekorasyon malzemesi bence.
Bi de paşabahçe'den aşağıdaki bardak kapaklarını aldım. Onlar da yine çok lazım bir ihtiyaç malzemesiydi :) Beyaz kedinin kolyesinin sevimliliği karısında tam bir kız olup "ayyy çok tatlıııa" hissiyatına büründüm. Zaten bu hissiyatı yaratmasa kimse bu ufacık şeyin tanesine 15 TL vermez :)
Bu ay aldığım kitapla şunlardı:
Üzülerek söylüyorum ki 'Uğultulu Tepeler'i yarım bıraktım. Ama sorun kitapta değil bendeydi. Zira işlerimden dolayı o kadar 3-5 günde bir okuyabildim ki kitaptan koptum. Keşke bu yoğunlukta başlayıp kitabı harcamasaydım.
Bi de bunları sipariş ettim, geldiler. İşlerim azalsın da okuyayım diye hevesle bekliyorum.
Bunlar da kıyafet, çul-çaput akışverişlerim.
Zara'dan açık gül kurusu bir ceket, ofiste giymelik:
Gap'ten şu kazak, soğukta giymelik:
Yine Gap'ten şu gül kurusu tişört. Bu sene içimde bir gül kurusu sevgisi baş gösterdi.
Kozmetik olarak yves rocher'den aşağıdaki bb krem'i aldım. Asla ve kat'a memnun kalmadım, çöpe gitti. Ayrıntılı yazacağım. Bir de fotoğrafını koymayı unuttuğun bobbi brow bb krem'i aldım. Ondan çok memnunum. İkisi için karşılaştırmalı bir post yapacağım.
Yedim, içtim:
Birisi kahveme şu kalpten yapmayagörsün, hemen tav olurum. Starbucks'ı artık sevmeme sebebim: kahveme kalp yapmıorlar, hiç sanat yok, ruh yok :)
Bu da rutin bir kahvaltım. Hafta içi / haftasonu, temiz temiz kahvaltı yapmayı çok severim.
Annem çok güzel mercimek köfte yapar. Ben de yaparım da tabi ona vakit bulmam lazım :)
Yürüyüp yürüyüp yorulduğumuz bir gündü bu da, afiyetle yedik.
Bunlar da denediğm biralar:
Tatlarını sorsanız hangisinin tadı nasıldı hatırlamıyorum. Zaten buradaki zevkli kısım da değişik bira denemek. Yoksa bira içesim olduğunda efes/bomonti benim için yeterli :)
Sadece bu aşağıdakinin azıcık guiness'e benzediğini hatırlıyorum:
Bu ay anneannem bizdeydi 3 hafta. Aşağıdaki örgüye başladık kendisinin önderliğinde. Renkleri ben seçtim. Ama söylemeliyim ki gerçekte fotodakinden daha güzel duruyor renkleri.
Örgü iplerim, dizi izleyebileceğim bir bilgisayar ve kitaplarımla evden hiç çıkmadan 1 ay geçirebilirim sanırım.
Şu keds ayakkabı için da alsam mı almasam mı diyerek 3 defa gittim denedim mağazada. Neticede almadım önümüz kış diye. Sezonunda gidip pahalı alıp kazıklanmazsam rahat edemem.
Bu da sevimli anneannemle kahve içerken. Kendisi pek hazzetmedi Gloria'nın kahvesinden, şeker attıysam da acı geldi ona ama ben üzülmiyim diye hiç çaktırmamaya çalıştı, içti hepsini :)
Aslında özellikle son kısımlarında sanki hep ofiste geçen bir kasım gibi gelmişti yaşarken ama resimlere baktığımda hoşuma gitti. Aralık daha serbest geçer umarım.
Herkese sevgiler, mutlu son aylar :)