alışveriş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
alışveriş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Eylül 2016 Cumartesi

Aylık Mutluluklar - 1



Eve aldığım şu ayçiçekleri,



Boyner'deki indirimden şu sepeti alıp içine koli bandından telefon şarjına, bilgisayardan İsmail'in tarağına kadar ortalıkta dolanan ne varsa doldurup evi derli toplu hale getirmek,


Eve yakın mesafede olan, menüsüne aşina olduğum ve her sefer menüye baksam da hep aynı şeyi yediğim, üstelik yeşilliklere bakan bu yerde hem de bir pazartesi sabahı kahvaltı yapmak,



Fırında yağsız pişirdiğim yeşil kabuklu kabakları köri ve kekik karıştırdığım yoğurda batırıp yemek,


Güzelce yüzdükten sonra uzuuun saatler şezlongtan kalkmadan kitabımı okumak ve bittiğinde kaç saatte bitirdiğime bakmak

geçen ay beni mutlu edenlerdendi.

Sevgiler.

1 Eylül 2016 Perşembe

Ağustos 2016



Merhaba sevgili okur. Artık serin serin Eylül geldiği, vıcık vıcık güneş tepemizden çekileceği için mutlu olduğumdan Ağustos postunu biraz uzun tuttum. Bol fotoğraflı az yazılı. Buyrun.



Bu seriyi okuyorum. İkinci kitabı bitirdim, üçüncüye başladım. Charlain Harris'i çok seviyorum, çok sürükleyici ve zevkli yazıyor.



İlk kitap olan Grave Sight'ı 8.3 saatte okumuşum.




İkinci kitap Grave Surprise'ı ise 7.9 saatte.


Böyle uyandığım sabahlar çok huzurlu.


Bi de evi temizleyip pırıl pırıl evde kahve içeceğim zamanlar.


Kahvaltı çeşitlendirme denemelerimden pastırmalı kaşarlı ısırmalık,


breakfast muffin,


ve asparagus&cheese pastry.



Instagramın snapchat tarzı yeni uygulamasını aktif kullanıyorum :)


Kahvaltı yaparken olsun bamya temizlerken olsun hep the Flash izledim.



Böyle et, sebze, patates yanyana menülerimi çok seviyorum. Hem sağlıklı, hem ekmeksiz doyurucu hem kilo yapmaz.


Bazen patatesin yerini pilav alır.

Bu ayki favori yiyeceğim fırında tamamen yağsız ve baharatlı kabak. Köri ve kekikle tatlandırdığım yoğurda batırıp batırıp yedik. Nefis nefisti. Yemeğin yanına da olur sağlıklı atıştırmalık olarak da.



İlk kez Creme Brulee yaptım. Ne yalan söyliyim fena olmadı.


Satisfaction (soldaki) ile Californication (sağdaki).


Temsili film izleme fotosunun altına izlediğim filmleri yazayım: Zootrapolis, Blue Jasmine, Irrational Man ve Scoop.

İlki anime, sonrakiler Woody Allen filmleri. Woody Allen çok severim.

Bu tarzı instagramda gördüm, İngiltere'de bir mağazadan, çok beğendim. Bluze de pantolona da bayıldım. Kemikli vücutta güzel durur.


Bu gömlek de aynı mağazadan. Çok sevimli ve şık bence. Du bakalım alırız belki bi şekil.

Okullar da Eylül'de açıldığından Eylül bana hep yeni başlangıç ayı gibi gelir. Güzel yeni başlangıçların olduğu, huzurlu bir Eylül diler, hepinizi öperim.

Sevgiler.

31 Temmuz 2016 Pazar

Temmuz 2016


Temmuz'un ilk yarısında Datça'daydım. Oradan fotoğraflar koymuyorum. Deniz, güneş, midye, bira, kokteyl, sohbet, kitap. Mis gibiydi. Yurtdışı olsa gidene yardımcı olur diye uzun uzun anlatırdım ama Datça'da kılavuzluk edilecek bir durum yok. Bence 2 haftadan az olmamak üzere gitmek, dinlenmek, kafa boşaltmak, nefes almak lazım. Yapabileceğim kılavuzluk bu. 

Temmuz'da ayrıca hayatımda büyük bir değişiklik oldu. İşten ayrıldım. Üzerimdeki kelepçeler, kıskaçlar açıldı. Hayatımdaki içime sinmeyen şeyler sona ermiş oldu. 

Bunun dışında ben yine gündeliği, ev hayatını, neleri sevdiğimi, nelerin beni mutlu ettiğini, nelerin oyaladığını anlatayım: 



Yeni yıkanmış, düzeltilmiş tertemiz yatak. Beni çok mutlu edenlerden. Bu ara ruh halim de genelde bu yatak gibi. Tabi üşenmeyip nevresimi ütülesem daha da mutlu edici olur :)


E-kitap okuyucu 2-3 senedir aklımda olan ama Türkçe e-kitap az olduğundan ertelediğim bir şeydi. Geçen hafta aldım sonunda. Şimdilik aşırı memnunum. İlk kitabım Tess Gerritsen-Gece Nöbeti.


%55'ine gelmişim bile. Çok akıcı yazıyor bu yazar, bayağı seviyorum. Bir de e-kitapta kitabın yüzde kaçını okuduğumu görmek hoşuma gidiyor. Kitabı kontrol altında hissediyorum sanırım. Zaten hangimiz normal kitabı bile arada kapatıp ne kadarını okudum diye bakmadık ki çılgınlar gibi?



Ondan önce Zülfü Livaneli'nin şu yukarıdaki kitabını okudum. Sevmedim pek. Sıkıldım. Livaneli'nin Kardeşimin Hikayesi'ne kadar tüm kitaplarıı çok severek okumuş sonra artık çok sıkıldığım için orada bırakmıştım. Bu kitabı bir arkadaşım hediye etti, e ben de varken okuyayım dedim. Ama ı-ıh, sarmadı. Zorla bitirdim.


Bu ay filmlerden Matrix-1'i izledim. Öğrenciyken izlemiştim, bir daha izleyeyim dedim. Ekrandaki o.


Onun dışında da şu yukarıdaki filmleri izledik: Hector and the Search For Happiness, Paul, Shaun of the Dead, Ange et Gabrielle.

İlk 3'ü Simon Pegg filmleri, güldürüşlüydü. En çok Hector and the Search For Happiness olmak üzere hepsini sevdim, çok zevkliydi. Zaten Simon Pegg'i biraz garip olsa da kıyı köşe bir filmi olan Man Up ile keşfedip ondan beri takip ederim. Sonuncusu da bir fransız filmi (ya da belki komedisi mi demek lazım).



Evde yaralı bir misafir var. İsmail gergin saatler yaşıyor bazen.


Canım The Big Bang Theory'nin 9 sezonunu bitirdim. Şimdi 10'u bekliyorum.


Uydurmasyon kokteyller: Şeftali püresi, ice tea, votka ve nane. Tatlı ve güzeldi.


Uydurmasyon tatlımız bu da.


Öyle işte sevgili okur. Artık geniş kahvaltı yapmak için Pazar'ı beklemenin gerekmediği günlerdeyim.

Sevgiler.

19 Mayıs 2016 Perşembe

19 Mayıs 2016'nın Günlüğü



Sabah 10'da kalkıp, kalkar kalkmaz evi süpürüyorum.  Yani aslında gün evi süpürmekle başlıyor ama o aktivitenin fotoğrafını estetik bulmadığımdan bir sonraki adım olan kahve yapma aktivitesiyle fotoğraflamaya başladım.


Sonra kahvemi ve bir parça kirazımı alıp yatağıma geri dönüyorum. Çünkü gribim, çünkü dün işyerinden çok morali bozuk döndüm ve akşam şarap içtim, çok yorgun hissediyorum. 2 saat kadar kitap okuyorum.

Marie Kondo'nun "Hayatı Sadeleştirmek İçin Derle, Topla, Rahatla" adlı kitabı. Severim derlilik topluluk. Yaşam alanının ruh halini çok etkilediğini düşünüyorum. Kendi adıma zaten derli ve topluyumdur, ofiste bile bir işe başlayacağım zaman önce masamı düzenlerim. Buna rağmen kitabın bayağı faydasını görüyorum. Siz evdeki dağınıklıktan ve yığıntıdan şikayetçi olanlardansanız daha çok faydasını görürsünüz.



Sonra İsmail geliyor. Kitap okuma bana bak diyor.


Bana bak demedim mi sana diyor.


E saat öğlen bir buçuk oldu. Boyozlu zeytinyağlı otlu ege kahvaltısı yapıyoruz.



Pencere önüne takılı saksılarıma ektiğim tarım ürünlerimi suluyorum. Ekeli 1 ay oldu. Biber verdi bile tatlım.


Sonra mutfağı topluyorum.


Sonra geri yatağıma. Biraz The Big Bang Theory izleyerek biraz uyuyarak 2-3 saati tembel tembel geçiriyorum.


Bu kada yatmak yeter diyip kalkıp bir blog postu yazıyorum.


Sonra çorap çekmecemi düzenliyorum. Marie Kondo'nun yöntemlerini kullanarak. Gardrop ve kitaplar için de yöntemleri var ama onlar bende şu an zaten düzenli ve sade olduğundan en dağınık olan çorap çekmecemden başlıyorum uygulamaya.


Sonuç bu.


Sabah kahvaltıdaki iştahım akşam üzeri hiç yok. Akşam yemeği adettendir diye ufak bir ton balıklı salata yapıyorum. Hem de evdeki roka ve maydonoz bozulmasın. Ek ekonomisine giriş.

Bu hastalığın en garip tarafı, tam iyileştim diyorsun sonra yeniden iştahsızlık, yorgunluk, halsizlik.


Sonra kahvaltıdan bu yana aklımda olan ama ertelediğim bulaşık makinesi boşaltma işine girişiyorum.
Bu da bitti.


Bu sırada bizimkiler uğruyor bana. Babam şu tatlıdan almış, kahveyle yarısını kemiriyorum iştahsız iştahsız.


Duş ve sonrası vücuda nemlendirici, yüze nemlendirici, göze nemlendirici. Çeşitli sürünmeler.


Bugün çok az meyve yediğimi hatırlayıp meyve yiyorum.


Sonra ojelerimi çıkarıp, elimi ayağımı dudağımı nemlendirip, bir bardak sütümü de alıp yatağıma geçiyorum. Saati 07:30'a kuruyorum. Yarın biraz erken gitmem lazım. Belki bir bölüm dizi izler belki kitap okur sonra da uyurum.

Güzel dinlendim bugün, huzurluyum. Umarım sizin gününüz de huzurlu geçmiştir.

Sevgiler.